MENÜ

Fotomontaj / 2

* İFSAK, Fotoğraf / Sinema Dergisi, Sayı: 14, Ekim 1987


Fotomontajın geçmişi her ne kadar William Henry Fox Talbot’a ¹ kadar uzanıyorsa da, sanat akımı olarak ortaya çıkışı ve kişilik bulması 19. yüzyılın başlarına rastlar. Bu yüzyılda, Dada grubu sanatçılarından Raoul Hausmann (1886-1971), George Grosz (1893-1953), John Heartfield (1891-1961), Hannah Höch (doğ. 1889), El Lissitzky (1890-1941) ve diğerleri ile doruk noktasına ulaşan Fotomontaj, zamanın sanat akımlarından Fütürizm ve Sürrealizm ile uzantısı Bauhaus Okulu’nu da etkilemiştir. Bu grubun sanatçılarından özellikle Laszlo Moholy-Nagy (1895-1946) ve Herbert Bayer (doğ. 1900) zamanın fotomontaj ustaları olarak bilinirler. Fotomontajın etkisi altına aldığı ve yeni bir kişilik kazandırdığı modern grafik ve pentür sanatı, gerçeküstü alana 1920 yıllarında Max Ernst ile birlikte kapılarını aralar. Bu dönemin fotomontaj çalışmalarında grafik desenin foto-grafik görüntüler ile birleştirilerek kullanıldığını görüyoruz. Dadaistlerin karmaşık ve yumuşak estetik yapı anlayışlarından, daha sert bir estetik anlayışı ile ayrılan gerçeküstücülerin çalışmalarının temelini oluşturan fotografi, belgesel niteliktedir ve gerçeğin bir kesitini yansıtır. Gerçeküstü düşünce bu alt yapı üzerine kuruludur.
¹ W. H. Fox TALBOT – 1830 yılında gerçekleştirdiği çalışmaları ile fotomontajın, daha doğrusu fotogramın öncüsü olarak bilinir.

1950’li, 60’lı ve hatta 70’li yıllarda yeni gerçeklik akımları ile yeniden canlandırılan fotomontaj, yüzyılımızın sanatsal düzeyine imzasını atan deneysel fotografi anlayışı içinde yeni görsel algılama ve düşünme biçiminin gerçekleşmesini sağlayan birincil yöntem olarak gözlenmektedir.

Geleneksel fotografi anlayışının karşısında bir tavır olarak güncelliğini sürdüren gerek uygulama ve gerekse kuramsal düzeyde fotografinin sınırlarını zorlayan fotomontaj, uygulama alanında addetif ve subtraktif yöntemlere dayalı;

  1. Karanlık oda montajı, ya da negatif montaj,
  2. Pozitif ya da kesim montajı (kolaj) olarak karşımıza çıkar.

Her iki durumda da iki veya daha fazla pozlama, maskeleme, kart negatif, bölgesel veya genelde yarım tona indirgeme veya yükseltme, kontrast değişimi gibi alt teknik yöntemler kullanıla bilinir.

Bütün bu bilinen tekniklere daha birçokları eklenebilir ya da yenileri araştırılabilir. Yeter ki, deneysel çalışma heyecanını ve isteğini kendimizde bulabilelim.

Fotomontajın pragmatik dili, iç ve dış gerçekliği yorumlama yöntemine yönelik bir araçtır ve görselliğin çok ötesinde düşünseldir. Ulaşmak istediği sanatsal dilin temel ilkesi, düşünü olarak belirlenmiş fikirdir. Bir fikrin görsel dile aktarılmasında tümevarım yöntemi uygulanır. Buna göre, sorunun doğru anlaşılması ve tanımının açık olarak yapılması gereklidir. Semantik yapıyı gerçek yaşamdan seçilmiş imgeler oluşturur. Pek az da olsa, bu imgelerin biri veya birkaçı, yapay bir ortamda ayrıca tasarlanmaları gerekebilir. Semantik dili bireyseldir ve özünde gerilim vardır; geçmiş ve geleceğin karşılıklı çatışması vardır. Fotomontajın dokusunda geçmiş olan belli bir an’lık dönem değil, aynı zamanda gelecek olan zaman da vardır.

Kaynağını yaşamın değişken dinamizminden alan, evrensel boyuta ve arayış sürekliliğine sahip bu anlayışın sanatçısında düşünce adamı olma özelliği artmış, kuramcı-sanatçı tipi yaygınlaşmıştır.

1 Eylül 1987

Tüm yazılar